Son günlerin favori tartışması milletvekili aday adayları ve bol soslu, kaymaklı, vaat dolu şişme balonlu fosurtular… Tabi bu söylemim çoğu için geçerli, hepsi iki elin sayısı kadarlarının dışı kadar… Tabi..
Son günlerin favori tartışması milletvekili aday adayları ve bol soslu, kaymaklı, vaat dolu şişme balonlu fosurtular…
Tabi bu söylemim çoğu için geçerli, hepsi iki elin sayısı kadarlarının dışı kadar…
Tabi aralarında adam gibi adamlarda var ki ben onarın vekil adaylığına ya da fosurtularına değil süreçten çok, çok önce meydanlara sığmayan, özgeçmişlerde hanesi olmayan adamlıklarından söz edeceğim.
Yani benim için süreç değil öncesi gündem aslında. Bir noktada NEDEN cümlesinin de öznesini oturtacağım yazının tam ortasına…
Sur olaylarını hepimiz hatırlıyoruzdur hani o vekillerin çok yanaşamadığı ve girmekten imtina ettiği o alanlar, şimdi villa yapılan, turizme kazandırılan bölgeler, hani şimdi ellerinizi, kollarınızı salıya, salıya oy istediğiniz o güveli alandan söz ediyorum…
Hiç unutmam Erdemliler hareketi derneği o dönem yeni açılmıştı ki Diyarbakır İl başkanı olan Atilla Kaymaz ile o dönem sur mecrasında tanışmıştık.
Zar zor bir tır dolusu çocuk kıyafeti ve ayakkabısı doldurmuştu tırın dorsesine. Sokakları arşınlaya, arşınlaya kimsenin giremediği o ücralara girerek kendi elleri ile çocukların ayaklarına ayakkabılarını giydirip montlarla ısınmalarını sağlamıştı.
Sonra bir toplantı düzenlemiş kimse akçe karşılığı işe bulaşmasın, biz insanlara yardım etmek için varız demişti.
Bayram değil, seyran değil, seçim değil. Düğün değil hayrola ki bu adam ne diye böyle koştursun durduk yere diye de sormadım değil. Tabi o bunları yaparken memleketin elbette vekilleri bürokratları, siyasileri vardı. Vardı var olmasına da meydanlarda kimsecikler yoktu. Ha işte o meydan ADAMLARIN meydanıydı, cesurların sahnesiydi…
Tabi ki ADAMLAR sahnede olacaktı…
Tam da o zaman tanıdım adı Atilla Kaymaz olan o ADAMI…
Herkes üst düzey bürokrat olabilir, herkes siyasetçi olabilir herkes işadamı olabilir ama herkes ADAM olabilir mi? Babasını ayağına çağıran bürokratın babasına ‘Bana adam olamazsın demiştin bak oldum’ dediği hikâyedeki gibi.
Mevzu tam da benim dediğim gibi biz kimseye ÜST DÜZEY olamazsın demedim ki Er meydanında ADAM olmalı diyorum.
Şimdi ER MEYDANI hiçbir zaman olmadığı gibi ERLERE; ADAMLARA ihtiyaç duyuyor. Hiçbir zaman siyaset dansözleri bu kadar çok olmamış, bu kadar ucuza DAVALARINI satmamıştı.
İşte bu zaman ADAM gibi ADAMLARIN olması gereken er meydanı ve orda bir ADAM duruyor…
O meydanı inleten yiğidin adı da Atilla Kaymaz’dır.
Sözüm odur ki DAVA’nın ADAMLARA ihtiyacı var, kartvizitinde aday veya aday adayı yazanlara değil…
