Yer Yüzünde 3 çeşit dandiklik vardır bilesiniz. 1.si aşşağılık olmak, 2.si stokçu olmak, 3.cüsü ise para, kadın ve ruhunu satmak. 1.şık yani aşşağılık olmak mevzusunun içinde envai türlü benamusluk hali..
Yer Yüzünde 3 çeşit dandiklik vardır bilesiniz. 1.si aşşağılık olmak, 2.si stokçu olmak, 3.cüsü ise para, kadın ve ruhunu satmak.
1.şık yani aşşağılık olmak mevzusunun içinde envai türlü benamusluk hali vardır.
Bu şıkkın içine ihanet, şeref yoksunluğu, para karşılığı her türlü puştluğun yapılması, yarı yolda bırakma, sözünü yemek, inkar etmek, fırsatçılık, dedikoduculuk, uyuşturucu satıcılığı, envai sahtekarlık ve çok dahası, dahası giriyor.
2. benamusluk hali ise stokçuluktur: İhtiyacından fazlasını saklamak aşşağılık olmanın bir üst levelidir. Bu stokçu puştların arasına şu anda gördüğünüz gibi her türlü fırsatçılığı yapanlar giriyor. Aynı zamanda ihtiyacından fazlasını daha fazla nemalanmak için saklayan sürüngenler oluşturuyor. Bu sürüngenleri görmek isteyenler kafalarını kaldırdıklarında 10 TL veya 100 TL lik bir ürünü 200 TL ye satarken görüntüleyebilirler. Mesela ben sürekli bu puştlara denk geliyorum her gün hemde.
3.şıkkın en popülerleri ise doğru düzgün iki kelime bilemeyen ama islamın tüm kurallarını ezbere bilen ve parayı nasıl satıp helal göstereceğine kani olmak adına adının başına ünvanlar ekleyen at pislikleridir. Bunlar genelde size traktör, araba, bugday vs satarlarv e anında pazarlık edip sizden geri alırlar. Sözüm ona o parayı helal ederler. Birde direkt, kafadan yüzdelik hesabı para satan pezolar vardır, en çokta onlar delikanlı gibi görünürler ama özünde tenhada yakaladığınızda o kadar da gürültülü olmadıklarını görürsünüz bu dürzülerin.
Velhasılı kelam sağımız dürzü, solumuz kawwat, önümüz puşt, arkamız benamuslarla kaplı.
Yahu ALLAH aşkına ha para satmışsın, ha stokçuluk yapmışsın ha benamusluk yapmışsın, arada ne fark var!
Evet belkide insanlar tarih boyunca bu kadar tefecilerin, bankaların, stokçuların eline düşmemişti ama bu memleketin mayasıda bu kadar çabuk bozulmamıştı, bu oldukça garip.
Eski Diyarbakır’ı hatırlıyorum, acaba bu kadar benamus barınabilirmiydi ki, bu kadar ahlaksız yaşam alanı bulabilirmiydi eskiden! Hiç sanmam…
Emin olunuz ki bu satırları yazarken en basit anlamıyla küfür sayamayacağım ve cımbızla seçtiğim kelimeleri seçiyorum, aksi olsa açardım ağzımı, yumardım gözümü.
Şunu anlamış değilim, tamam dolar arttı, hayat ziyadesiyle pahalılandı, alım gücümüz iyice düştü ve daha söylenebilecek bir çok şey oldu. Tamam oldu olmasına da marketleri adeta talan edercesine araçların arkasını tıka basa yağ, un, şeker, kraker, lolipop doldurmanın alemi ne? Bunu yaparken arz talep ve üretim dengesini alt üst ederek zamların üzerine zamların eklendiğini bilmiyormusunuz, bu talancılığı yapanlar bu kadar ahmakt olamaz. İhtiyacınızdan fazlasını almanız hem ısrafa hem de stokçuluga girmiyor mu? Yazık, gühah be, bu nasıl bir ruh halidir.
Dediğim gibi 15 Temmuz’da bankamatiklere koşup para çekenler, fırın kuyruklarına girip ekmeksiz kalmaktan korkanlar bu günde marketlere saldırıyorlar. İşin garip tarafı o gün bankamatige koşanlar da mal varlıkları olanlardı, bu gün marketleri adeta yağmalayanlar da mal varlıkları olanlar. Burada dikkatimi çeken şu oluyor: Tümünün de belli ve garanti bir aylık sahibi olmaları, bu talancı tavırları hiçte hayra alamet görünmüyor…
Ahmet BEÅžENK
