Son dönemlerde yiyeceğe, içeceğe, enerjiye, suya ve aklınıza gelecek envai türlü herşeye yapılan zamlar bir tarafa ‘KARA KIŞ’ kapıda ve bu FAİŞ KİRA zamlarına ‘DUR’, ‘STOP’, ‘PAUS’ diyebilecek bir ALLAH’ın..
Son dönemlerde yiyeceğe, içeceğe, enerjiye, suya ve aklınıza gelecek envai türlü herşeye yapılan zamlar bir tarafa ‘KARA KIŞ’ kapıda ve bu FAİŞ KİRA zamlarına ‘DUR’, ‘STOP’, ‘PAUS’ diyebilecek bir ALLAH’ın kulu yok mu? Herkes yakaladığına düdük mü çaldıracak? Her şey bir yere kadar ama bu fırsatçılığa, puştluğa kimsenin gücü yetmiyor mu, nerede yaşıyoruz, SERBEST PİYASA GEZEGENİNDE Mİ?
Hani aç kalırsınız iki lokma yerine bir lokmayla karnınızı kandırırsınız, bolca yağ yerine iki damla yağ kullanabilirsiniz. Bal, börek yemeden de yaşayabilirsiniz, arabanız var ise benzin, mazot almadan da durursunuz. Bir şekilde zorlarsınız ama çatısız yapamazsınız, KARA KIŞ KAPIDA şu vicdansız, merhametini mahzene kitlemiş, ucuzundan mezatta satmış, şeytanın adeta ortağı gibi vicdansızlık yapan ev sahiplerinin KİRA ARTIŞLARINA direnmek ve bir çatı altında yaşamını idame ettirmek mümkün değil ve DUR diyecek bir BABA YİĞİT YOK.
Diyarbakır’da en kötü yerde bile kiralar 1,500 – 2,000 bandında. Ahır desen ahır bile sayılmayacak yerleri adeta ÇIRAĞAN SARAYI edalarında pazarlayan EV SAHİPLERİ ve onlara yandaşlık yapan bazı KOMİSYONCULAR adeta yakaladığına kurbanlık muamelesi yapıp söylemleri ve mecburiyetlerini harmanlayarak acıta, acıta, eze, eze, küçümseye, küçümseye şartlarını kabul ettiriyorlar.
Dün bir konuşma geçti ev sahibi ile aramda: Ev sahibi ile kirada anlaşırsak eğer gelecek yıl yapacağı zam oranını şimdiden konuşuyor ve diyor ki ‘Dairemin kirası seneye aynı bölgede 3, 4 bin olur ise senin kiran eski kiracı olduğun için 100 – 200 TL düşük olur. Yani sevgili yetkililer sizin kira artışı yüzde 15 söyleminiz 1 yıllık memnuniyet şartı ile yapılan kontratlarla KAYDA DEĞER dahi alınmıyor. Tabi şu sıralar tepeden yuvarlanarak büyüyen çığ misali kiralar günlük rakkam yükseltiyor. Geçtiğimiz günlerde sorduğum 2,100 TL değerinideki daire akşam görüşmeye gideceğim zaman 2,250 TL olmuştu bile. Durum bu aşamada ve siz hala istişare toplantılarınıda istihare uykusundasınız. Toksunuz sanırım açın halinden anlamanızı beklemek umuduyla yazdığım satırların muhattabı olarak kendinizi görürseniz ne ala.
Tepe talak bir yokuştan yuvarlana, yuvarlana aşağı inerken dikey yükselmekte güçlük çekmeyen fiyatlar bizimle adeta alay ediyor, dalga geçiyor.
Gazeteciyim ya, her şeyin en iyisini biz biliyor, biz yön veriyoruz ya, herkes soruyor: Ne olacak halimiz? Cevabımız basit: Kelin ilacı olsa başına sürer, görünen köy kılavuz istemez…
Yani öyle bir durumda yaşamaya çalışıyoruz ki adeta serbest piyasa gezegenine gelmişiz, soluk almak için can çekişiyoruz gibi…
Daha bu sabah bir haber kanalında İnşaat alanında uzman biri konuşuyordu: ‘İnşaat sektöründe artan fiyatlar sebebiyle yüzde 50 artış geliyor, boşuna sevinmeyin’ diyordu. Sanki sevinecek halimiz vardı da o bozdu gibi…
Elimizdeki ile idare etmenin bin bir türlü halini icat etmeye çalışıyoruz oda nafile. Çünkü yetmiyor… Öyle ki gençler artık evlenmek dahi istemiyor, hele ki asgari ücretliyse… Evlimisiniz, babanız var mı, herkes babasının evine koşar oldu, tabi babası var olanlar…
And olsun ki ne ben akibetimi biliyorum ne de ufukta bir ışık göremiyorum. Ve diliyorum ki bu KARA KIŞ kapıya gelmeden rabbim bu ev sahipilerinin yüreğine merhame atar, aksi ortam iyi değil. ALLAH yar ve yardımcımız olsun, aksi sıkıntı…
Herkesin ve hepimizin kafasındaki tek soru şu: ‘ Ne olacak, daha nereye kadar böyle gidecek?’
Ahmet BEŞENK
