‘KENTİN ŞEYTANI’

Velhasılıkelam içkalenin dışında çalınan bir bronz şeytan heykeli vardı ki o çalındıktan sonra efsaneler kenti Diyarbekir iki ayaklı şeytanların gazabına uğradı. O zincirlerle bağlı olan bronz şeytan heykeli çalındığı günden..

‘KENTİN ŞEYTANI’
Yayınlanma: Güncelleme:

Velhasılıkelam içkalenin dışında çalınan bir bronz şeytan heykeli vardı ki o çalındıktan sonra efsaneler kenti Diyarbekir iki ayaklı şeytanların gazabına uğradı.

O zincirlerle bağlı olan bronz şeytan heykeli çalındığı günden beridir iti, kopuğu, berduşu, talancısı, tefecisi, madde bağımlısı, torbacısı, pezosu, puştları, tefecisi, maskelisi, hırlısı, hırsızı, dümencisi, yerlisi, yersizi, yabancısı memleketin her tarafına dişlerini geçirmiş. Kravatlısı, kravatsızı, sarışını, esmeri, gran tuvaletlisi, tuvalet kokan ağızlısı, papyonlusu, tüccarı, taciri, iş adamı, iş madamı,  yazarı, çizeri, müteahiti, tilkisi, sırtlanı, çakalı, kargası, sinsi yılanı ve cümle kaymak lobisi ve dahası, dahası memleketin altını oymakla meşgul. Hepsi ‘KENTİN ŞEYTANI’  ile belli güzel zamanlar taam etmişler.  

Aksi olsa bu memleketin sağlık, eğitim ve diğer aklınıza gelen envai işleri bu kadar bayat ve ucuz olurumuydu? Siyaset bu kadar ayaklar altında, pespaye ve amma olurumuydu? İnsanların üzerinde bir ölü toprağı ve 3 maymun…

Tarih boyunca siyaset bu kentte şeytani zekaların elinde bu denli oyuncak olmamış, basitleşmemiş ve topallamamıştı. Bu şehrin şeytanı üredi, türedi şeytanları çoğaldı ve bu şeytanlar çok fena, her kılığa bürünmüş.

İşte tamda bu noktada sizlere o efsanelerden birini anlatacağım, adı da KENTİN ŞEYTANI. Anlatacağım efsane Şehir Mektupları sayfasından alıntıdır;

“Efsane odur ki her şehrin bir şeytanı varmış. Diyarbekir’in şeytanı ise bozguncu bir şeytanmış.

Bu şeytan; Diyarbekir ahalisinin, güçlü iki kişi çevresinde toplanıp, birbirlerine düşman olmalarına ve aralarında kavga çıkmasına neden olurmuş.

Halk çaresiz kalmış.Halka acıyan bir evliya şeytanı yakalar, bir demir parçasına dönüştürerek İç Kale Kapısı’nın sol üst yanına zincirler.

Böylece kent şeytandan kurtulur şehre barış hakim olur.

Eskiden İç Kale kapısından giren birçok kişi bu bronz şeytan heykeline bakıp tükürür

 “Şeytan lanet olsun sana” diyerek yoluna devam ederdi.

Bu bronzdan yapılı şeytan motifi, 1980’li yıllarda bir gece meçhul kişiler tarafından çalındı.

O gün bu gündür bu kentte şeytanlar eksik olmadı.

Birileri sadece o şeytan büstünü çalmadı…

İçkaledeki Sen George kilisesinin görkemli Çanı’nıda götürdü.

Mardinkapı semtindeki, Muallak sokaktaki Ermeni Protestan kilisesinin İkonaları, Orgu, Kanepeleri’de yok oldu.

“Bir beyaz araç geldi o piyanoyu götürdü” demişti, mahallenin gençleri.

Camilerde serili antika halılar, Tombaklar da nasibini almıştı bu arada.

Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayan bir garip hırsızlık…

İbadet saatleri dışında bütün camilerin ve mescitlerin Ulu Cami hariç olmak üzere, kapıları kilitliydi bu tarihlerde. Hırsızlığa önlem…!

Cebren ve hile ile Diyarbekir’in bütün mabetlerine yapılanları görüp, İçkale nin kapısındaki zincirlerde çalındığında artık bu kentin ne tadı ne tuzu kaldı.” Ve kent Şeytanlarla doldu…

Ahmet BEŞENK

YORUMLAR (1)

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.